Yazmaya uzun bir ara verince insan ister istemez okumadan, okumaktan uzaklaşıyor. Pandemi herkesi bir yerlere savurdu. İsteksizlik, moralsizlik insanı yordu. Bu süre içinde yapar gibi göründüğüm şeyler ön plana çıktı. Yaptığımı sandığım şeyer oldu. Yarım kalan hikayeler oldu. İşler güçler çoğalır gibi oldu. Zamanın ezici hükmü hepimize sirayet etti. Beni hayata bağlayan tek şey galiba fotoğraf oluyor. İnsanlar çok güzel fotoğraf çekiyor artık. Bu kadar güzel fotoğrafların arasında kaybolabilirsiniz. Her fotoğraf iç dünyamızdan bir ayna . Yeter ki ruhlarımız bozulmasın. Sanatın iyileştirici gücü dünyamızı sarsın , sarmalasın. Güzel duygular kaplasın içimizi. Karamürsel insan öykülerine başladım. Neden geç kalmışım diye soruyorum bazen. Galbia insanın bir eşik seviyesi var. O seviyesi geçilmeden başlayamıyorsunuz. Tuğrul Çakarların, SAlgadoların Capaların neden fotoğrafa sarıldıkları varlıkları ile ilgili . İç huzursuzluk varlıklarını tedirgin ediyordu. Yüzleştiler böylece. Bilemiyorum.
Pazarlar hepimizin kardeşleştiği alanlar. Hepimiz geçim derdindeyiz. Mutfakta çorba kaynatabilmek için pazara çıkarız . Genelde anneleri görürüz , kadınlarımız bu konuda en çok endişeyi taşıyan türümüz . Erkekleri de görürüz tabi ama her gün ne pişeceğinin hesabını yapan , kafasında gizli bir listesi bulunduğuna inandığımız annelerimiz ön plana çıkıyor. Ekmek derdi hepimizi sarmış. Pazarlarımız bizim renklidir. Renkli insanların bulunduğu yerlerdir. Pazarcı ağbimiz bağırır malını satmak için . Feçen hafta domates almıştım, tartı az geldi ve tartıyı denkleştirmek için satıcı bir fazla koydu. Ve şöyle dedi : ” 100 gram eksik koyarsam ocağıma incir ağacı dikebilir O ” .. Gülümseyerek ayrıldım ve içimden :” Ulan ne güzel insanımız var bizim ” dedim. Mutlu oldum. Bu pazar hikayesine çok yazılar yazılır aslında. Şimdilik bu kadar olsun. Yukarıdaki güleç çocuk insanın içine inanılmaz bir umut veriyor . Çocuklarımız hep böyle gülsün , hiç ağlamasınlar Fotoğrafı yayınlamak için kendisinden izin aldım , bilemiyorum bu yeterli olur mu ? Yapcak bir şey yok . Konuşmamız aşağı yukarı şöyle oldu :
Okulların açılmasına az kaldı , heyecanlı mısın ?
-Heyecanlıyım tabi. Açılsın artık, arkadaşlarımı çok özledim.
-Bir fotoğrafını çekebilir miyim genç ? Kendi instagram hesabımdan yayınlayacağım. İznin olur mu ?
-İsim ne idi ?
Bazen o an için yanındaki arkadaşını da kadraja alsaydım diye düşündüm. Çünki o da çok poziftif enerji veriyordu. Güzellikler içinde kalsınlar her ikisi de.
Sağlıcakla kalın.